Yalnızlığım kadar sevdim karanlığı

Sımsıkı tuttum gecenin ellerinden

Güneş doğmasın, istemem aydınlığı 

Beni almasın bu ayın gölgesinden 


Dünyamın penceresine perde çektim 

Şimdi gündüzü bile yaşıyorum gece 

Ektiğim fırtınadan rüzgar biçtim

Hayatım, çözülmez garip bir bilmece 


Her sabah somurtuyor bana aynalar 

Mutsuzluğun resmidir yüzümdeki çizgiler 

Hayattaki tek beyazım saçındaki aklar

Hayattaki tek alım ruhumdaki ezgiler 


Yirmi iki yaşında defnoluyor gençliğim 

Dedemin vefatında kaldı çocukluğum 

Artık, bu aynı yollar değil geçtiğim 

Bir ömür uyumakla bitmez yorgunluğum 


Bahtım değil yazan kalemdir kara

Gülmeyen hayattır suçu yok kaderin 

Kara yazımla dolu beyaz sayfalara 

Ne anlamı var gökkuşağı bahşetmenin 


Semada milyarlarca yıldız olsam da 

Doğunca gün, ben olurum ilk vazgeçilen 

Şimdi karanlığımı aydınlatan yıldız olsam da 

Yine yazacağım bu karanlığın içinden