Bir balığım var, biraz kişisel eşyam ve yarattığım kimliğim. Bu kadarım. Başka hiç bir şey bana ait değil. Hatta onlar da bana ait değil çünkü her an kaybolabilirler. Kimliğim hariç. Sanırım her gece yattığımda bu kurduğum cümleleri tekrar etmeliyim ki zamanı gelince vazgeçmek zorunda olduğum kimliğim olmasın. Zaman bize pek çok şey öğretir. Pek çok kez anlam aramayız. Çünkü o anı yaşamak zorundayızdır. Ta ki başa dönmek isteyip sorgulamaya başlayana kadar. Kimseden bir şey istememeyi deniyorum. Biraz da başardım sayılır. Ama yeterli değil. Dünyaya layık olup olmadığımı düşünürüm bazen. Ama çoğu zaman dünyanın bana layık olmadığını düşünüyorum. Yani bir amaç uğruna gönderildiysek eğer sanırım kötü bir oyuncuyum. Çünkü genellikle değişik kelimesiyle tabirleniyorum. Sadece aynı şeylerde eğlenmiyor olabiliriz. Sadece her şeyin bir anlam içerdiğini bilmek istiyorum. Daha doğrusu görmek istiyorum. Dünya elbette yok olacaktır. Ama muhtemelen ben öldükten sonra. Son olmadan herkes gider çünkü. Son olması için birilerinin gitmesi gerekir. Dedim ya kötü bir oyuncuyum ve sona kalacağımı pek zannetmiyorum. Dünyadaki tüm olumsuz şeyleri kutuya koymuyorum. Sadece düşüncelerimi kusmak, zehirlenmemek için en etkili yol.