Doğal olan her şeye varım. Kendiliğinden oluşan her duygu benim. Zorla olan her şey bana rahatsızlık veriyor ve oradan çabucak uzaklaşmak istiyorum. Bu yüzden istemediğim bir şeyi yaparken kendimden nefret ediyorum. Bu zoraki haller günün sonunda kendimi kötü hissettiriyor. Bunu daha önce fark etmemiştim. Bundan dolayı insanlar bana bazı atıflarda bulunuyorlardı. Bunların hiçbirini kabul etmiyorum. İnsanlar kendilerinin konuştukları konuda bir eksikleri olmadığı zaman çok kolay akıl veriyorlar. En doğru şeyleri söylüyorlar. Eksikliğini hissetmediği konularda herkes bambaşka bir insana dönüşüyor. Eğer meselenin kendileriyle bir ilgisi yok ise olağanüstü insanlar oluyorlar hepsi birden. Sakın hak yemeyin, merhametli olun, güzel konusun, kalp kırmayınlar sel olur akar başınızdan aşağı. Kime inanacağız biz? Kimden ödünç alacağız doğru olanı? Kimin vicdanına güveneceğiz? Darmadağın hayatlarımızda darmadağın kelimeler bizi etkilemeye çalışıyor. Oysa sorun bu değil. Sorun, birbirimizi anlayamamamız. Anlamak ne korkunç kelime. tüm istekleri kendilerini anlamaya yönelik olanlar hiçbir zaman nereye gittiklerini bilmezler. Bilemezler. Bilseler de bir boka yaramaz zaten. Sigaranın ciğerleri tükettiğini herkes bilmiyor mu sanki? Korkunç ameliyat masasından ciğerlerden zift aktığını görseler yine de devam etmezler mi sigara içmeye? Ederler.

Hiçbir düşüncenin haklı bir yani yok. Doğrusu bu yazdıklarımın da haklı bir tarafı yok. Kendimi kendime ifade etmeye çalışıyorum. Çoğu zaman başarısız olsam da ve bunu sözlü bir şekilde yapsam da iyi geliyor bana. Kendimize doğru yol alıyoruz.