Sobanın üstünde kaynayan çaydanlığın ince cızırtısına, dışarıda şiddetini arttıran yağmurun camlardaki resitali de eklenmişti. İki saattir kesik olan elektrikler bu gece de geleceğe benzemiyordu. Sobanın tavana yansıyan o ışıltılı cazibesine kendini kaptıran çocuk, camdan dışarı bakan annesinin parlayan gözlerini fark etti: “Her yerde gitmiş elektrikler.” diye fısıldadı kadın. Nedense annesinin bu fısıltısını duymak bile keyiflendirmişti onu. Elektrikler gidince camdan dışarı bakan hep annesi olurdu. Evin çelik gibi sinirleri olan bu cefakâr annesinin çocukluğuna dair heyecanlarını görürdü bu bakışlarda çocuk. Yan taraftaki geniş odada babası hareketsiz yatıyor ancak uyumuyordu. Tavanı seyreden bakışlarında, karanlığı fırsata dönüştüren düşünceler vardı. Sanırım şu sessizliği bozan bir telefon çalacak olsa ölüm haberi olduğuna bahse girerdi çocuk...