Hayatta karanlığa ne kadar odaklanırsak o kadar karanlığa gömülecek karanlığa inanacağız.

Aydınlığa ne kadar odaklanırsak da o kadar hissedeceğiz aydınlığın içimizde ki yansımasını.

İkisinin arafında kalırsak kendimizi kaybedecek, bir kayıp olacağız sokakta ki meçhulde.

Aydınlığa bakarsak aydınlık görür, karanlığa bakarsak karanlık görürüz kısaca hayatı.

Yani hayat, bizim baktığımız ya da gördüğümüz gibi olmaz.

Bugün yaşadığımız güzel bir anı bize hayatı sevdirirken yarın olduğunda yaşadığımız kötü bir olay bizi hayata küstürüp hayattan soğutabilir.

Ama gerçek ne aydınlık ne karanlıktır hayat.

Yerine göre aydınlıkta olabilir yerine göre karanlıkta.

En olmadık zamanda aydınlık, en olmadık zamanda karanlıkta olabilir hayat.

Hayat biraz da belirsizlik, bunca kahrın ve mutluluğun içinde.

Biraz da insanın kayboluşu ve de kendini kaybedeşidir bu mahzende.

Ziyan ettiği kadar yaşatmayı, yaşattığı kadar ziyan etmeyi de çok iyi bilir.

O yüzden ki insan, hayatı "Anına göre" değerlendirme. Hayat ne baktığımız gibi çıkar karşımıza, ne gördüğümüz gibi olur.

Sen ince ince planlar yaparken seni vurur,

Sen olmadık hayaller kurarken seni süründürür,

Hiçbir umudun yokken de yaşama döndürebilir.

Hayat en büyük belirsizliğimiz, siz elinizden geleni yapın, bırakın hayat istediği gibi gelsin...

~Fehmekar