Ne zaman ellerimiz buluşsa göğün uçsuz kanatlarında

yüzünü güneşe dönüyor adını koparılmaktan alan

Bir ses, bir bakış, el değmemiş bir berraklık, kapı eşiğinde unutulmuş bir zarf

Çağırıyor kendi sesiyle

Aşk şimdi mahkûmun terleyen bileklerinde, bir çocuğun parmak uçlarında

Kalabalıklar arasında sessiz, kırılgan.

Kirpiğine değen bir gölge olmak isterdim.

Kendine uzanamayan eller...

Yorgunum.

Öyle bir akşam.