Mutlu değiliz adlı yazının devamıdır.


Deniz nedir, kayık, ulaşmamız gereken kara parçası ve de pusulamız?


Deniz içinde yüzdüğümüz arzulardır. Tamamen onun üstünde onun dalgaları, fırtınalı, sayısız küçük büyük canlılarının içinde bir canlıyız. İçinde bulunduğumuz kayık çevremiz, kara parçası hedefimiz ve pusulamız da niyetimiz. En önemlisi olan pusula... Neden bu denizde o kara parçasına doğru bu kayıktayım? Kişinin pusulası yoksa en iyi olan her şeye sahip olması manasızdır. Tüm bunlar hayatımızda ne işe yarayacaktır?

Hayatımızda neyin içinde olduğumuzu sormakla işe başlamak lazım. Hiçbirimiz arzularımızın hapishanesinde yaşadığımızı bilmiyor. Okyanusun ortasında bir kayıkta olduğumuzu hissetseydik, uçsuz bucaksız arzuların içinde küçücük bir kayıkta... Hiç rahat edemezdik. Arzularımızdan kurtulamayız ama onların üzerinde kara parçasına biraz soluk alıp dinlenmeye doğru gidebiliriz ki hepimizin hedefi de budur; büyük bir keyifle dinlenmek. Bu yüzden içinde bulunduğumuz kayıkta yani çevredeyiz. Bu çevre bizi karaya hedefe ulaştırabilir. Kayıkta olduğu gibi. İçinde kalmalı ve o kayığın yolda kalabilmesi için çabalamalı.


Devam edeceğim