Anlamsızlaşmıştı her an… İnsanları anlamaya çalışmak için verilen çabanın betona boca edilen bir kova su misali faydasızlığında boğuluyordum.
Artık anlaşılmalıydım. İçime kaçmayı, dinlemeyi bir yerde bırakıp koşar adım uzaklaşmalıydım bu varyasyonumdan.
Fakat kendimi düzeltmeye çalıştıkça bozuluyor, gerekli parçalarımı birleştiremiyordum.
Amaç uğrunda ilerlemek yerine anlık zevklerin pençesindeki muhatabımı sarsmalıydım.
Yapamadım…
Ne ben'i düzeltebildim ne ona fayda saylayabildim… Yaptığım yataklık bataklığa dönüşmüştü artık. Sadece izliyor ve gözlüyordum.
Durdum…
Sakin hareketlerle tabakaya yönelip bir sigara yaktım. Diyalog devam ederken kafamdaki karmaşa puzzle’ında artık dansa katılmıştım.