Anlamını yitirmiş anlam gibi başıboş vaziyette fink atıyorum dünyada, karışanım, edenim hiç mi hiç yok. Ucu bucağı belli olmayan, -belli belirsiz aralıkla uğrayan- fikir uçkurlarıma sahip çıkamıyorum. Tek bir notayla boşluğa düşüyor, hiç notayla tekrar ayağa kalkıyorum. Hiçsizlik gibi bir şey ama böyle bir şeyin var olup olmadığından da pek emin değilim ve bu yazıyı aslında tamamen "artık bir şeyler yazmalıyım" hissiyatıyla yazdığım için de pek sorgulamıyorum. Zihnimizi ütüleyen birçok şeyden nasıl arınabiliyoruz ya da bir an olsun vücudu ruhsal anlamda rahatlatabiliyoruz? Kitap okumak, bitkisel bir şeyler içmek ya da uyumak dışında bir fikir verin ama. Yazmak çok mu kötü fikir? Bilemedim, bu yazıyı tamamladıktan sonra belki. Aslında içimde uzun zamandır bir şeyler yaz-a-mamanın vermiş olduğu huzursuzluk ya da keyifsizlik artık nasıl tabir edilirse, vardı bir hayli. Şu andan itibaren huzursuzluklarımı ve keyifsizliklerimi yazmakla örtüştüreceğim. Ne kadar yaşadığımı bilemeyeceğim bir dünyada huzursuz ve keyifsiz olduğum her an aynı bu şekilde tekrar yazabilmek adına. Bu kararı şu an verdim, saat sıfır dört kırk beş. Uyandığımda iptal edebilirim, pek güvenemiyorum şu an. Neyse, önemli.


Anlam, anlamını yitirir mi? Anlamı asıl anlam yapan bizim vermiş olduğumuz yakıştırmalar mı? Aslında hayata vermiş ya da katmış olduğumuz anlam, anlamını yitirince biz ölmüş oluyoruz, doğru mu? Hayata ya da hayatındaki herhangi bir şeye anlam yüklüyorsun ve bu genelde hayatının anlamı oluyor, yani bu hayatta kendin için neden var olduğunu hatırlatan şey, bu hayattaki gayen ne sorusunun bizzat cevabı. Bu şey her neyse anlamını yitirince, hayatının hiçbir anlamı kalmamış mı oluyor? Bu konuya nasıl geldim, inanın hiçbir fikrimin olmamasıyla beraber verebileceğim bir cevabım da yok açıkçası.


Şu son günlerde fazlasıyla -ama öyle böyle değil- ne yapacağım sorusu yankılanıyor beynimin içinde. Okul bitince, yaş ilerleyince, evlilik zamanının gelmesiyle, ki tabii ki bunun için önce bir aday olması lazım, yumurta kapıya dayanınca... Ne yapacağım? Kocaman bir boşluk, aslında yukarıdaki hiçsizlik kelimesi buraya çok uyuyor. Kocaman bir hiçsizlik.