Alnım takılır hüzün albümlerine şehrin

Şimdi bir sahra dökülür ağzım açılsa

Nasıl sıcak cümleler devşiririm gündüzden

Korku, ellerimi hapsalan bir değirmendir

Ömrüme dair her şeyi kaldırıyorum gözlerimden 

Açıklayacak ne varsa şimdi kötüleyerek geliyor gece yıldızları

Perdeleri sararsa cam kenarı gözler

Yollarda sürünür o zaman karanlık

Zorla seçtiğim bu yeni manevrayı sevmiş olabilir miyim?

Hüznün sarmaşıklarını doludizgin

Kaçamak bir eşyayı bulamayınca ağlayan kız çocuğu gibi

İçtenlik, bakışlarını denemez bende denemez hiçbir vakit

Yalnızlığımı artık en derin sancılarla üzerime çekiyorum

Mıknatıslı bir ağrı gibi saplanıyor umudumun yakasına

Artık tüm denemeler sonuçsuz, tüm imkânlar gereksizdir

Alnıma yazılı bu belayı def etmek yerine daha da kazıyorum

Bileklerimden seçiliyor tüm gücüm ve ben 

Terk edilmiş gözlerimde bir kasaba hüznü taşıyorum

Asılı kaldı mutlu günlerim ilkokul önlüğümün yakasına 

Söküyorum tüm bantları açık yaralardan ve

Artık bir beklentim yok, duraklar göğe kaldı

Teslim olduğum sancısı yokluğumun

Parça parça tüm kalbimi yokladı

Ölü sokaklarından geçince güvercinler şehrin

Bildikleri tüm marşı birden unuturlar

Unuturlar yüzyıllık hüzünlerini birden 

İnsanlara bırakırlar çığlıklarını ağaçlar

Ağır bir küfür gibi ayaklara kalır kaldırımlar

Verilmez yeminler bozdum her zaman 

Ömrümden ne eksiltmişsem o kadar çoğaldım

Ve evim, iskelesidir artık acının