“Life is what happens when you're busy making other plans.”



Bilmediğini öğretemiyorsun; yürümeyi kendi öğreniyor da yürütmeyi ona öğretemiyorsun; büyük bir kayayı zamanla eritemiyorsun; sahi sen sana gelenlerin dikenlerini ayıklayamıyorsun bana gelenleri nasıl yapabilirsin ki? Yapamazsın değil yapmazsın. İnsan bilmediğini bilinene işler mi? Sen bilmediğini nasıl eylemlere dökebilir işler hale getirip tüm bu kovukları onarıp konukları nasıl defedebilirsin ki? Tüm çatının hasarı binayı yıllarca dıştan içe mahvetmiş. Nasıl oluyor da onu savunabilir hale geldin? Beni de bazen. Tümü, o bir parçayı kesmedikçe, küflenmiş. Geçen paragrafta bir cümle denk geldi "kendine koyduğun kurallar sınırlarını oluşturur ve onun dışına çıktığında yasını tutarsın ve suçlu hissedersin benliğini değiştirdin diye" gibi bi cümle.Yani kendi sınırlarını kurallarını sen koyarsın ve bundan suçluluk duyarsın değiştirince ve yine bu sınırlar büyümene, gelişmene, gelişmemene, değişmemene ve değişmene olanak sağlar veya olanaklarını çürütür. Mesela şu müziği sever başka tür dinlemem şu tarz insanlarla görüşür şunlarla görüşmem şiir severim saçım düz olmalı uzun olmamalı her zaman iyi giyinmeliyim vs. Kendi tarzını değiştirmen kendi karakterini değiştirmen zamanla aynı kurallara ve sınırlara uyamadığın için kendini de diğer insanlarla birlikte dış etken gibi içten zorbalamaya ve kısaca etiketlemeye yol açar. Aynı zamanda da eskiye ve şu an yenide olmayanlara bir yas tutarsın. Sorgulamanın yerini susmak aldı. Alışamadım. Soru sormamaya alışamıyorum. Eskiden "karma" denen şeye inanırdım artık inanmıyorum. Karma ne diye düşünüyorum şu an. Birkaç gün önce mi birkaç hafta önce mi duydum ve konuşuldu hatırlamıyorum. Bu konuyu atlamak ve uzatmak istemiyorum. Hayatım karşımdaki konuşurken kaygıyla onu kaçırmamak ve aynı zamanda kendi saatimle dinleyici oluşumun bilincinde olarak konuyu kaçırmadan yorum yapıp eş zamanlı konudan bağımlı ve bağımsız başka şeyleri de içimde düşünüp o an anda gözükme biçimlerimi fark ettirmemekle geçti. Karma denilen şey inanan ve inanmayan ama ahlak çerçevesi içinde ye 7-11 yaşları arasında çocuklarda temel ahlak felsefesi içine giren ve önce aile sonra toplum düzeni için konulan kurallar kanunlara tabi kişilerin vicdanlı potansiyel empati kurma kabiliyeti olanlarındaki inanış. Korku ve kuralların sonucundaki cezalar nedeniyle çocukların olacak olan olmadan önce ve sonrasını bilip cezadan korkup eyleme geçmemesini sağlıyor.Her birey çocukluktan itibaren bunu toplum içindeki kurallara uyması gerektiğini biliyor fakat çok az insan bu ahlak yasası temelini oluşturabiliyor günümüzde. Kurallara uyan yok. Ahlak kurallarını da çocukluktan edinemedilerse karma filan hak getire.Karmanın işlevine gelecek olursak bu bi inanış ama din değil astrolojiye inanmamak gibi normal bir şey. Neyse o gün bana anlatılan karma konusu boyunca kendi örneklerimi düşündüm çünkü kendi yaşantımda eskiden varlığına inandığım karmanın birkaç senedir yokluğuna sinirliydim ve emindim karma yoktu ve adalet inananlar için başka bir dünyaya saklıydı. Peki ya inanmayanlar ne yapmalıydı? Neye inanmalıydı? Bilmiyorum. Kötü eylemlerde bulunmayan yine de hasta olan kanser olan erken ölen bir sürü insan var bunlar her zaman iyi olmak zorunda değil veya inanan bir birey olmak zorunda değil. İyi insanlar da ölüyor belki de en çok onlar ölüyor. Karma onların yüzde kaçı için iyi yönde işliyor ve intikamlarını alıyor? Yapıyorsa şu sıra aşırı ihtiyacım olan birkaç şekilde iyilere ve kötü olmayanlara varlığını ve desteklerini gösterse iyi olurdu. En basitinden aileni seçmiyorsun bu kişiler kötüyse ceza ise onların başına gelenler karma ise onların kötü ebeveynleri ceza neden almadi yani kötü çocukların kötü ebeveynlerinin kötü ebeveynleri?

Ve kötü olmasını engellemeyen veya kötü olmasına neden olan (belki de engel olmayan bazıları için Tanrı'dır kim bilir) Tanrı inancı olup olmaksızın karma neden hiçbirine işlemezken iyi insanlar hasta oluyor iyi insanlar ölüyor? Karma yok. İnanana kural gibi bu ve var. Eh bir de bu gerçek var asıl bunu unutmayalım: “Life is what happens when you're busy making other plans.”



"John Lennon'un o meşhur sözü hep aklıma gelir: 'Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.' Bir yandan bunu düşünür, bir yandan yine de planlarımızı yaparız. Çünkü şu da bir gerçek ki başarıyı planlamamak, bir anlamda başarısızlığı planlamaktır."


Bu alıntıyı tam hatırlamadığım için araştırırken birinin yorumu denk geldi ikisini de eklemek istedim.



*Öfkem yine de sormama engel olamadığı için gitmeden önce son birkaç sorum var. Peki ya hayvanlara yapılan bu zulümler ve sessiz kalanlara da o karma işliyor mu? Peki ya o dilsiz hayvanlar hangi kötülüğü yaptı da katledildiler ve hala her gün katlediliyorlar? Karma nerede? Hadi çıksın göstersin kendini öyleyse. Karma yok. Kötülere işlemiyor en azından. Hepsi sonlu yaşam formu tükenene kadar insan denen varlığın ve kimisi de yaratık olarak adlandırdığımız bu şeylerin hayatından geçenler tıpkı adını duymadığımız yazarların adını hiç duymayacağımız hikayeleri gibi insan. İzlerini bazılarımız görüyor duyuyor ve ne yazık ki katlanıyorlar. Katlanan çabalayan sarmalayan zulmetmeyen tüm bu kötü karakterlere rağmen bir şekilde yaşamaya çalışan herkese şifa dilerim. Huzurlu, sağlıklı günler ve yıllar.


**Şahsıma ait düşüncelerdir, kişilerce doğru kabul edilmesine ve onaya ihtiyacı yoktur. Bu yazıda tek doğru budur şudur veya yazıdaki her şey doğrudur diye bir iddiada bulunulmamıştır.

Bilginize


Karma ile ilgili paylaşmak istediğiniz bir şey olursa yoruma beklerim. Merak ediyorum.