Bir ağacın dalına astım umudumu

Muazzam tanrıların afili mutsuzluğu

Kiminin elinde var şimşekler 

Kiminde en kıymetli mücevherlerden daha güzel gözler

Bir dram eseri gibi bahşedilen kaderler

Diz boyu kederler, bedelini yine ademoğlu öder

Bir ağacın dalına astım çocukluğumu

Bir elinde elma şekeri bir elinde sapan

Hesap soruyor bana vurduğum kuşlar

Gökyüzü ağlıyor yine temizleniyor toprak ana

Kapının önünde bıraktım sevgimi

Çöpçüler süpürüyor aşkımı söylene söylene

Ellerinde birer sigara küfredip dururlar yıldızlara

Kırılgandır yıldızlar kayıtsız kalmaz kayıp giderler birer birer 

Mükemmel bir karanlığa bırakırlar bizi

Aklını koruyabilene aşk olsun bu cihanda

Bir merdiven boşluğuna bıraktım kendimi

Artık havada süzülen bir kuş kadar özgürüm

Ne de olsa kırılmayacak bir daha kalbim

Toprak ana bana da açacak bağrını

Belki de Apollonun Defnesine karışır korkaklığım

Kim bilir belki sıradan bir çam ağacına karışırım

Kalem belki de kağıt olur üstünde şiirler karalanır bu bedenin