Kemikleri ruhumun
sızlıyor bak şimdi.
Sarılırken değdiğin her bir zerrem,
sonsuz bir acı içerisinde
kavruluyor bak şimdi.
Sensizken bile bu kalbim,
seninle ritim buluyor bak şimdi.
Ellerinde hayat bulan saçlarım,
hayatları ellerinden kayıp gitmiş gibi
yeni bir hayat bekliyorlar bak şimdi.
Serin kalbinle ısıttığın ellerim,
soğuktan mahrum kalmışçasına
titriyorlar bak şimdi.
Zihnimin en orta yerinde iken,
dipsiz bucaksız köşelerine
saklamak zorundayım seni bak şimdi.
Halbuki bakmasaydın o keskin bakışlarınla
umut dolu bir nehir gibi
çırpınmazdım yüzmek için
yaralı bir balık gibi.
Değmeseydi kalbin kalbime,
atmaya çalışmazdım seni
sanki bir zehir gibi.
Dönüşün olmasaydı
gidişin kadar acı verici,
her çıkmazda seni aramazdım
kaybolmuş bir çocuk gibi.
Bak şimdi kayboldum yine
sordum seni her sokağa
benim mavim nerede diye.
Sokaklar seni hapsetmiş içine
çıkamayasın diye bu çıkmazlardan
zincir vurmuşlar serin kalbine.
Kendi zehrinle
zehirlemiş sokaklar seni
balıklarının hepsi ölmüş bir nehir gibi.