Kara girdap içinde büyüyor ve soluyor kuş tüyleri
Şeker kamışları büyülü bir dünyadan gelmiş meğer
Arasında kalmış dişlerimin bir parça maydanoz kılıklı düşlerim
Hangi hayal kırıklığını yerken kalmış olabilir düşünüyorum
Lezzetliydi aslında mideme oturakalana kadar
Çiseliyor keşkeler ve tercihlerimde ıslanıyorum
Ayaklarıma kadar pişmanlık olmuş dört bir yanım
Bir şey değil hasta olmaktan çokça korkarım
Gün düşerken sahilden geceye kurumuş olurum belki de
İntihara meyilli kalp kırıklıklarım
Ölse ayrı dert yaşasa ölü gibi zaten
Büyüyor onlar da boyları atıyor bir süre sonra ergenlik çağına girmişler
Hayatın kanunu ya doğar, büyür, ölürüz ondan
Cevaplar çıkıyor yastığımın altında
Soruları hangi montumun cebindeydi bulamıyorum
Annem çoktan yıkamıştır belki sormam gerekir
Nar kokusu geliyor burnuma, hangi aydayız
Dilimde değişik bir tat
Meğer nedenler birikmiş ondanmış
Hiç böyle hayal etmemiştim tatlarını
Bulanıyorum beynimden midem şaşakalmış
Ve sonunda bu da oluyor
Kusuyorum geçmişimin değerli dostlarını
Yarıdan bölünüveriyor her biri içleri bomboş
İlk defa beklediğim şey oluyor
Mutluluk meğer bulanıp kusmakmış kardeşlerim
Odamın köşesinde kendimi görüyorum sırıtıyor
Ben de bir reveransla önünden geçip yatağıma uzanıyorum
Kendimle eskiden bir ahbaplığım vardı, eski dostum sayılır
Uzandığım yerlerim kanıyor şimdi
Belki de ölmek uzanarak başlıyor
Pek çok kez uzanmıştım önceki hayatlarımda
Hiç ölmemiştim böylesine sefilce
Neyse avuturum kendimi pembe çocuklar taşır diye tabutumu maviliklere
Öyleyse ne eğlenceli şeymiş ölmek
Düşüyorum olduğum yerden göklere
Ve dünyam yeryüzünde kalmış ayaklar altında
Düşmek ne kadar yüksekmiş ruhuma
İrem
2020-05-01T15:15:42+03:00Teşekkür ederim 🙏
Mehmet Ümit Kılınç
2020-05-01T14:39:24+03:00Kaleminize sağlık.