Fütursuzca inşa, ah dünyam
Bana bakan
seni bilmek ereğinde yüreğime koşar adım
atlaslar sorardı
Kıta kıta anlatırdım
İmarıma maruzdu hatlarını bağlayan köprülerin tamamı
Her köprü üstünde gözlerim birini arardı, bulamazdım
Köprü üstü heyecanı hep köprü dışınaydı
Ve karşı
Meçhuliyeti mutlak
Ve merakı muazzam hisler uyandırırdı.
insan hep karşıya çekilirdi şaşırmazdım
Çünkü henüz olamadığıdır orası
Fakat
çok azı çekilmezdi bir yere,
Çoğu eyerlenmişti, çok azı eğerlemişti kendini
Niyetim o azdan bir eksiltmekti özüme
Ben her köprü üstünde inatla
ki altına ırmaklar ayıltırdım
bunu anlayanlar bir yana
anlamayanlara ikra'lar öğütlerdim.
Bakardım insanlara
Sonra bakışlarım
umutsuzca sesimi uyandırırdı,
coğrafyamı anlatırdım.
Yalnız atları görünce duraksardım
Çünkü onlar atlara ben onlara
Çok eyerlenmiş insanlar,
koşusu savaşa hiç eğerlenmemiş, öyle dümdüz atlara hayran hayran
bakışlarında, bir köprü başında, her defa bir karşı merakında,
ben ölümlülüğümün içinde hayretle bu nasıl doğurabildiğim bir ölümsüz umutla beklerdim diyecek olanı,
ah bu köprüler olmasa bu karşılar hep ya hayalden ya hiçlikten ibaret,
beklerdim diyecek olanı.