Acının sessizliği,

Çiğ damlalarının yere düşmesinin sesiymiş. Ben de koca bir canavar sanmıştım. 

Hep böyle olur zaten, içimde kurar kurar büyütürüm.

Kardeşim olacağı haberini aldığımda gördüğüm rüyaları anımsıyorum. Kafamda neler kurduysam o küçücük yaşımda, ne de çok büyütmüşüm. 

Elimde bir kitap: "Osmancık".

Bir türlü nasip olmadı okumak. Yine ve yeni başladım. 

Kaçasım geliyor bu kitaptan. Halbuki Mustafa Kutlu'yu ne de çok seviyorum.

Yağmurun ardında bıraktığı soğuk, rüzgârın adını bilmiyorum, Karayel diyesim hiç yok.

Aklım bir yandan karşıda.

Karşısı iki yıl öncesi demek. Aslında belki de altı yıl demeli... Bilmem... Unuttum mu?