Kadavradan bir palavra anlatılageliyor öteden beri.
Boz bulanık meşaleler aydınlatıyor tüm şehri, sokak lambaları fayda etmiyor.
Keskin bir yalnızlık kokusu yayılıyor fikrisabit olan tüm bedenlere.
Keşmekeş uğultular kulaklarımızdaki yangını örtbas ediyor.
Lahzaya bir adım daha yaklaşıyor konuşmaya cesaret edenler.
Konuşamayanlar, zamansızlıkla cezalandırılıyor.
Kelimeler bertaraf ediyor şehirdeki gözü dönmüş duyguları, kifayetsiz kalıyor nasır tutmuş arzular.
Umutlar tükeniyor, karanlıkların içerisine gömülüyor ve asla çıkamıyor gün yüzüne.
Başak sapları insanların hüzünlerini misafir ediyor köklerinde.
Sonbaharın sonu hiç bitmiyor,
İlkbahar çok sıkılıyor, sıkıntıdan yeni hobiler ediniyor.
Bu şehir, acı çekmeyi öğretiyor burada yaşayan-yaşamayan her şeye.
Sebeplice
Belki de sebepsizce.