"Kavga"


Çoşkuya gelen yaşlı beden, genç hayal Don

Kişot gibi yel değirmenlerine değil, beni kuşatan

sevgi çemberlerinin sınırlarına hücum dedim.

Hayata kırgın bir yoldaş, sevgiden yoksun tek bir

yürek kalmayıncaya kadar hücüm. Yalnızlığın

ölüme benzeyen soğuk korkusuyla ürperen,

ayrılığın keskin hançerleriyle onlarca yaradan

aynı anda yanan yüreklerimiz sevgi

çemberlerinin güveniyle ısınıp huzura

kavuşuncaya kadar hücüm. Uzaktayken

mesafeler, miller, fersahlarca ötedeyken arada

ülkeler, halklar, deryalar ve dağlar varken bile

aradaki hiçbir şeyi incitmeden her akşam sevgi

çemberlerinde buluşabilinceye kadar hücum.

Tüm yoldaşları tüm ulusları, dünyaları, dağları,

taşları ve suları sevgi çemberlerinin ülkesine

katıncaya kadar hücum. Herkese her yere gece

gündüz demeden her zaman hücum. Tüm

yeryüzü sevgi çemberlerinin süvarilerinin

ayaklarının altında bir hamur gibi yoğruluncaya

kadar, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya ayrılık, ölüm,

karanlık kendinden utanıncaya kadar hücum..