Ağlayamadığım ânlarda acıya acıya büyüdüm.
Gözlerimde yanan âteşi gülerek söndürdüm.
Hızlı adımlarla koştum, düşeceğimi bile bile.
Küllerin ortasında boğulunca kıyıya vurdum.
Gökten inen yağmuru, toprakta filizlenen tohumu,
Denizde dalganan maviyi, güneşte gülümseyen ışığı nimet bildim.
Darıldıklarıma sarıldım, karıştıklarıma bulandım.
Dilsiz bir kavga, halat olup dolandı boynuma.
Aynada görünmüyor, uykuda yapışıyor boğazıma.
Ve tutuyor kollarımdan, atıyor melâl kuyusuna.