Bugün bir şey fark ettim. Karanlığın bana iyi geldiğini ve tek başıma kaldığım anlarda, karanlıkta kaybolmayı sevdiğimi. Yanında ise bir tutam duygusal yabancı müzikler. Bunlar niçin beni iyi yapıyor? Neden o anlarda kendimi daha huzurlu ve güçlü hissediyorum? Emin olun bilmiyorum.

Geçenlerde bir yerde bir söz okumuştum. Diyordu ki “Bulutlar diyorum, bu dünya için fazla güzeller.” 

Ne doğru değil mi? Peki belki de bir yanılgı içerisindeysek? Tüm olanların verdiği hissiyatlar içerisinde bulutları mı güzel görmeye başladık? 

Ya da algorik yanılsama mı yaşıyoruz?

Basit olmayı sevdiğimiz kesin, ya da komik olmayan şeylere gülüp eğlendiğimiz. Ya insanlar aptallaşmaya başladı, ya da ben artık onların içerisinde nefes alamayacak durumdayım. Bilmiyorum. 

Bildiğim tek şey sessizlik. 

Biliyor musunuz? Bazen bulutlar gibi olmak istiyorum. Onların esaretinde olmak. Ama biliyorum ki bu olamayacak kadar uzak. Ne çelişkili ama... 

Ve bazen “ya insanlar gibi kendimi basitleştirmeliyim, ya da kendimi onların arasından tam olarak uzaklaştırmalıyım.” diyorum. 

Peki ya bu nasıl olabilirdi ki?

Çünkü bir parçamın da onlara ait olduğu gerçeğini biliyorum. Ve bu gerçek oldukça can yakıcı. 

Bilmiyorum demekten öte diyebileceğim bir şeyin olmaması fazla ilginç. 

İşte bu yüzden yazmayı tercih ediyorum. Bu yüzden her şeyi umursamamaya çalışıyorum.

Garip bir dünyada yaşıyoruz.