Bugün güzel bir gün olacak mı bilmiyorum. Biraz kaygılıyım. Çok sıkışmış kaygıların ansızın pırtlamaması için ilaç alacağım. Yine başka biri olmayı dilerdim çünkü sakinleşme konusunda ilaca da çok güvenmiyorum. Kendime zaten güvenmiyorum. Totalde aslında hiçbir şeye güvenemiyorum.

Hani şu "Her şey bizim elimizde" mottosu var ya, o bende aşırı kaygı yaratıyor. Benim elimde evet, ama ya bunu yapamazsam? Çünkü yapamadıklarım oldu ve ben ya elimden geleni yapamazsam? Diyorlar ki bu bir şans! Katılıyorum ama ya hakkını veremezsem? Ya bu şansı ziyan edersem? Sakin olsaydım yapabileceğimi bildiğim şeyler bunlar. Ama anksiyete çemberindeyken her şey ve herkes korkunç canavarlara dönüşüyor gözümde. Sadece kaçmak istiyorum. Kaçmamak için ilaç içiyorum. Ama aslında canavarlaşan kaygılarımı hala görüyorum. Şimdi mesele ne diye sorsanız ve ben anlatsam muhtemelen "e bu aslında iyi bir şey" dersiniz. Ve ben buna da içerlerim. Çünkü iyi şeyler bile bana çok korku verebiliyor. Sanırım en kötüsü kendime güvenmemem. Bunu yapabilirsin! Yapamam abi. Her şeyi yapamam. Yapasım da olmayabilir, bilmiyorum. Ama keşke korkusuzca deneyebilseydim. Keşke potansiyelimi ortaya koyabilseydim. Ama ben sadece itekliyorum. Hadi Kübra, hadi Kübra yaparsın, sakin ol diyorum. Ben hadileri sevmem ki. O yüzden aramız bozuk Kübrayla. O benim canımı sıkıyor huzursuzluk çıkarıp ağlayarak, ben de onu görmezden geliyorum ve zorluyorum. Onun iyiliği için. Çünkü o sadece saklanıp ağlamak istiyor ama biz artık yetişkiniz. Öyle her yerde her şeye ağlayamayız. Ama dinlemiyor beni. O yüzden ilaç koyduk aramıza. Zorunlu bir mesafe.

Bu yol böyle böyle gidecek mi, yoksa sahiden kaybolacak mıyım? Şu an çok korkuyorum, her şey daha iyi olacak mı?