35 sene dışarıya çıkamayan kadının hikâyesini biliyor musun recin?


- Siz izlerken görüyorum efendimiz.


- Bu kadın yıllardır korkudan dışarıya çıkamamış. Kadının panik atağı var bir süre aldığı psikoterapiden sonra sonunda uzman dışarıya adım atabileceğini düşünüyor. Ve onu dışarıya çıkmaya davet ediyor.


- Bu başarı benim çok ilgimi çekiyor adeta hayrete düşürüyor. Bu yüzden ruh sağlığı uzmanlarına ayrı bir saygı gösteririm. Dile kolay, 35 sene çıkamamış bunu başarmak zannımca hiç de kolay değil. Nasıl yapılıyor hâlâ anlamış değilim.


- Bak izle, uzman onu dışarıya davet ediyor ve bir adım atması için teşvik ediyor. Panik atağı olduğu için bir yandan elinden tutarken bir yandan başka şeylerden konuşarak dikkatini başka yöne çekiyor.


- Bunu neden yapıyor ki efendimiz?


Dikkatini hissettiği korkudan dağıtmak ve panik atağı hafifletmek için. Yani onu hissettiği ölüm korkusundan uzaklaştırmak için yapıyor.


- Peki sizce bir kere dışarı çıkması yeterli olacak mı?


Her şeyin ilki zordur recin, bir şey öğrenirken de bu böyledir yeni bir şeye başlarken de.. Bir kere temeli attın mı gerisini zihnin halleder. Bu kadın yapabildiğini gördükten sonra adım adım bunu başaracak.


- Bende aynı şeyi izliyorum sizde. Fakat, siz başka bir gözle görüyorsunuz. Psikolojiyi seviyorsunuz efendimiz. Sorabilir miyim, neden?


Hikâyemin bir parçasına uyan en uygun meslek buydu sanırım. Ben çabuk sıkılan biriyim..Bir işe başlarken ne kadar hevesliysem bitince aynı şekilde ilgisi biten biriyim. Bu yüzden bir şey bitince hemen yenisini ararım. Bende bu yüzden ruh bilimini seçtim.


- Sonu bucağı gelmeyen bir alan.


Evet, böylece sıkılmıyorum. Ne kadar çok psikolojik çözümleme yaparsam o kadar çok öğreniyorum ve ne kadar çok hikâye görürsem..


- O kadar az sıkılıyorsunuz.


(Gülümser)


Aynen öyle recin. Bil bakalım bu bana dezavantajlarının yanında olumlu başka nasıl etki ediyor?


- Zihniniz sürekli işliyor bu da geç ihtiyarlamanızı ve daha sonra ya da hiç bunamamanızı sağlıyor.


(Tekrar gülümser)


Doğru, fakat en güzel tarafı ne biliyor musun?


Birine yardım eli uzattığında, onu ilgiyle dinlediğinde, yani onunla hakiki mânâda ilgilendiğinde karşılık olarak gördüğün ilerlemenin hissettirdiği o mutluluk. Tarifi yok.


- Öyle olmalı efendimiz zira günümüzde kim kimi gerçekten sevip ilgiyle dinliyor ki? Ne mutlu size.


Teşekkür ederim recin, bir gün bir yazıya denk gelmiştim hâlâ aklımdadır: "aradığın dostu bulamıyorsan aradığın dost ol" fakat ben buna bir şey daha ekliyorum: "Bunun hak edildiğinden emin ol."