Akışkan duvarlar üstüme gelmiyor göğe yükseliyor.

Sarı mı gün, yoksa sarılır mı dün.

Gökyüzü kıskandı duvarı.

Tanrı artık gökyüzüne değil, duvarlara ait.

Soğuk yaşamın tadıyken ısındı insanlar.

Tırmandı duvarlara, artık İnsanlar var o duvarın üstünde Tanrı değil.

O duvar ki, kasvetli bir ağlama duvarı.

Ben ait değilim o duvara, ama ağlıyorum kirişinde.

Ama irin akıyor gözümden gözyaşı değil.

Siz değil miydiniz bu duvarı sıvayan insafsızlar.

Siz öldürdünüz en güzel çiçekleri

Siz söndürdünüz ışıldayan hayatları

Ve maalesef siz ölüsünüz, ışıldadığınızı sanıyorken.

Zihnim karıncalanırken hatırlayamıyorum, gökyüzünü.

Gökyüzü damlarken yere farkına bile varamadım.

Ama hala bir umut vardır.

Parlarken elipsoit Satürn, yanarken tütün.

Kokla çiçekleri, o kokudur ki ölü bedenlerin kokusu.

Topraktan kork, ve umudun peşinden koş.

O umut ki kızıl saçların en güzeli, Satürn kızılı.