Tam vazgeçtim diyorum, yağmur başlıyor. Islak saçların geliyor aklıma, yüzüne değiyor. Ellerin ceplerinde. Hayatımda, elleri cebinde olup da bu kadar güzel başka bir kadın görmedim ben. Ellerim üşüyor, verdiğim sözler ağır geliyor. Denedim olmadı. Tam vazgeçtim diyorum, güneş açıyor. Hayatımda, güneş gözlüğü takıp da bu kadar güzel başka bir kadın görmedim ben...
Boş bir saksı aldım. Kaldırım kenarından toprak doldurdum içine. Yirmi sekiz gün su verdim. İki gün yağmura bıraktım. Onüç gün güneşe çıkardım. Tam vazgeçtim diyorum, yeşilleniyor toprağın üzeri. Şİmdi incecik dallarıyla karşımda duruyor. Konuşuyor benimle, en azından bugün, bakmak zorundasın bana diyor...
Ben sana gel dedim, neyse, bu konuya girmeyelim şimdi...
Tam vazgeçtim diyorum, bir şarkı çalıyor... Bir sahne kurmuşum, hayatta kalma oyunu bu, kaynaklarımı düzgün kullanmayı, gerekmedikçe risk almamayı öğrendim. Kendimden başka herkesi kandırmayı da öğrendim da, başımı yastığa koyar koymaz uyumayı, neyse, o konuya da girmeyelim şimdi...
İnsanları hayata bağlamayı öğrendim. Ya da hayatı insanlara bağlamayı. Bağdaştıramadığım tek şey, sensiz bir hayatla kendim... Evet, çok denedim. Senin kadar kimseyi sevemedim...
Klişeleri sevmezsin biliyorum ama bırak da konuşayım. Afili sözleri taşımaktan yoruldum. En azından bugün, bugün salya sümük ağlıyayım. Gördüğün gibi, yine yetmedi alkol sızmaya, durup durup sana geldim. Gidecek çok yerim varmış gibi...
Fotoğrafların sesi yokmuş... O gün, bu fotoğrafı çektikten sonra, öpmüştüm seni dudaklarından... Bu konuıya da girmeyelim değil mi! Dudakların nasıl da yakınken bana öyle...
Denedim olmadı... Tam vazgeçtim diyorum, Aklıma, vazgeçtiğin geliyor... Haklı olduğumu görüyor ve arttırıyorum. Vazgeçiyorum...
.