Toz toprak kaplı kazak kolları burun deliklerinden kaçanları kucaklıyor merhametle. Bu çıplak ayaklı asfalt gezginine merhamet eden bir o kalmış. Beraber kirleniyorlar gözün salgıladığı ılık sıvıyla. Önce yanaklardan süzülüyür toz ve kir, boyundan geçiyor yavaşça, yakasıyla buluşuyor kazağın. Yetişse ayakları da kurtaracak belli. Yetişemediği yerde elinden ne kadar gelirse o kadar kirleniyor işte. Beraber kaybediyor rengini gözbebeğiyle birlikte. Beraber soluyorlar. Işıksız, soğuk, katı bir halde izliyorlar, geziyorlar. Ne kazak anlıyor bu düzeni, ne göz bebekleri...