uyuyamadım

kediler ağlıyordu


deniz kokusu getirmişse dahi serinlik

içimde uzak bir tatil beldesiydi yaz


üşüdüm


yeni bir şey umar gibi açtım çekmecemi

boş, gelişigüzel uzanmış kağıt desteleri

karalanmamış, bekleşen


kaçırdığım gece otobüsleri dolaşıyor şimdi

bırakıyor yorgun adımlı insanları evlerine

evleri duvar


ve kim bilir çekmeceleri nasıldır


uykularında günü işlerken dönecekler

o aynı garip rüyada

anlam aradıkları


halbuki su içmeye karar verip

unutsalar doğrulunca 

şaşıp dağılıp gidiciliğine zihnin

elleri bir şeyleri bulsa karanlıkta

mesela saklamış olsunlar çekmeceye


bir resim


resimdekinin şimdisine duyulan muazzam merak

ayıltır insanı hele yalnız elleri hatırlamış olsa aslında

bir kenara bırakılmışlığını onun

şeylerin akışında


ne çekmecesinde kalem ne hazırda kağıt

ne unutulmuş bir basılı resmi var artık 

özlem duyduklarına dair insanların oysa


ne ellerinin belleğine kazınacak denli 

severler bir resmi


ne de

öyle beklentisiz

geceleyin kalkıp sersem 

ellerinde çevirip

ve kızıp kendilerine biraz

dönmek için o garip rüyaya

kaçarlar


ağlar kediler