Büşra Özay'a;


Dün daha karanlık yarından

bakma, her şeye rağmen oluyor öyle

Onca yıl ağırladın, bu kızıla yakın masum teninde

Kaybolmuş onca gün selamladın

inemediğin o kaydırak merdiveninde

Umut salıncak oldu, sen sallandın

ağır ağır...

kucağında kendinle

Neyin vardı senin be! Neden bunca yük? Onca kahır niye?

Madem gidilecek herkes gibi günün birinde

ya öyle ya da böyle



Akşamüzerleri gibisin

gökyüzü tenine yakın kızıl renkte bir maviyse

Dokunulmayacak kadar güzelsin öyleyse

kısa saçların, sürgülü kısa kirpiklerinle

Ayakkabıların soluk, kolların yaralı

sesin bazı boğuk, bazı zaman...lı

Ne vakit atsan yorgun bedenini evinden dışarı, dokunma dünyaya, sadece gör olanı

Dokunup göremeyen onca insan içinde

sen dokunmadan gör onları

Acımadı zaman, acınmadın sen de

rüzgar kuruturdu hep açık yaranı

Hayalini kurduğun yarasız bedende

değsin yüzüne cennet ikliminin havası

İnce

S

S

E

D

İ

L

İ

Rüya

M

İ

Ş