Acıyor kulak vermediğim kağıt kesikleri,

Kıymetini bilemeyeceğim sevinçlerim var heybemde,

Yalnızlık sardığım, hakkı verilmemiş şükür mevsimleri,

Dünleri, yarınları iyileştireceğini sandığım çare merhemleri.

Bir anlatım bozukluğuyum bu hengamenin içinde,

Bilir misiniz?

Kaç şiir solur bu hazan enkazında,

Pencere önü çiçekleri gibi sıkılgan.

Halbuki milyon kere takip ettim kayışını bir yıldızın

Ellerime diktim onları ellerimle 

Kaynayan sıcaklarda gölge oldum gözlerine

Ne çare ki

Görememişim yuvasındaki serçeleri düşünen bir kelebeği,

Bunun acısı yeter bana ömrümce...