Koskoca kısacık ömrünün belki ilk belki son günüydü. 

Apansız önüme çıktı

Gri kasvetli beton üzerinde muhteşem turuncular maviler beyazlar eşlik ediyordu gece karası kanatlarına 

Önce öylesine konmuş soluklanıyor diye düşündüm, oysa ki yaklaştığım her bir milim yakınlıkta dahi uçmadı.

Dikkatlice ama iyice sokuldum 

Nafile çırpındı gri betonda ihtişamla kalkıp indi kanatları

Uçamadı , o uçamadı benim kalbime bir sızı çöreklendi

Sonra dikkatlice ve nazikçe avuçlarımın arasına aldım

Hiç direnmedi ellerimin sıcağına 

Belki iyi mi gelmişti soğuk betondan sonra, belki sıcak belki yakın

Yolu geçtik beraberce 

Karşıda ki apartmanın yemyeşil çimleri üzerine ama en sakin köşesine yavaşça bıraktım, hiç direnmedi kaydı ellerimden 

Yumuşakça bir kaç defa daha açıp kapadı gece karası kanatlarını

Oysa ki daha uçacağı masmavi gökyüzü, konup kalkacağı rengarenk çiçekler tanışacağı kocaman bir doğa vardı.

Yavaşça selamladım bu güzelliği arkamı dönüp yürümek üzere adımlarıma geri dönmüşken önümde kara bir tüy duruyordu

İçim huzur doldu, gözümden iki damla yaş tüye değdi, tüy toprağa döndü…..