Kenarda köşede acı içinde kimsenin umrunda olmadan yalnız şekilde bu hayattan gitmek. Ölünce bile konuşulmamak. Yalnızlık. Ölünce bile yaranamamak. Ondan alacak bir sevgim vardı, ondan alacak intikamım vardı, ondan daha çok alacak param vardı. Alacaklıların arasından sıyrılmak ama yetememek. Acı içinde kıvranmak ama gülüyoruz ya, iyiyiz. Acı içinde kaynayıp duruyorum ama iyiyim ya. Nasılsın, iyiyim. Hoşgeldiniz ne alırdınız? Beni bir yıl sonra göremeyebilirsiniz. Bu hayattan sıyrılıp gidebilirim ama size bir ice americano yazalım. 45 lira. Geceleri de nasıl ağladığımı görmek istemeyebilirsiniz. Hayır en basiti de ben terapi alıyorum. O 45 lira değil ama hayatımı kazanabilirim gibi geliyor. Umut işte bedava. Orhan velinin dediği gibi. Bedava yaşıyoruz, bedava. ekmek bedava su bedava. kelle fiyatına hürriyet, ölüm bedava. Paylaştığın anda samimiyeti bitecek olan o yazıya hoşgeldiniz. Okundu ve acındı. Okundu ve yazısı çok beğenildi. Okundu, ruhun derinlikleri görüldü. Okundu, aşık olundu. Okundu sosyal medyaya girildi.
Hocam bilgi ve bilişim teknolojilerinin farkı budur. Melikeydi değil mi? Evet, acı çekiyor. Bilmiyor muydunuz? Ben birilerine kalbimi vermeyerek çok üzmüştüm oradan çıkarabilirsiniz. Ceza olarak da yalnız bırakıldım. Gözlerini kaçıran, acısını içine gömen, sevildiğini hiç hissetmeyen. Kenarda ve köşede acı çekmiş. Bazen otobüslerde metrolarda utanmadan ağlamış onu unutmayalım. Kahraman olmayı istiyormuş, bugün de biri öyle dedi. Hani birileri der ya bir şeyler. Bazısı çok önemli olur. Hayır demeyi bana siz öğrettiniz dersiniz eğer baş kaldırırlarsa. Baş kaldırmak mı? Annem çok kızar. Öpemezsin, sevemezsin beni. Kenarda ve köşede kalmalıyım ben. Kenarda acı çekmeliyim kimsenin başını ağrıtmamalıyım. Hayat yeterince zorken dertlerinden bahsedersen sevilmezsin. Beni böyle hissettirecek kadar kötü insanlar. Sonra ben böyle paylaştığım an ilgi çekmek istiyor olurum. Gizlersem kendimi olmaz ama. Yine kıyıda köşede acı çeken o kişi olurum. Dünya çok zor ve görülmediğin yerde bile gizlenmek de.