Arkadaşım dün sabah bir hikaye yarışması bulmuş. "Yasemin sana da atayım bilgileri, sen de katıl" dedi. Arkadaşımın beni düşünmesi ve beni bir yarışmacı gibi görmeyip bana bu fırsatı vermesi çok mutlu etmişti. Yarışmanın bilgilerini gönderdi. Bilgileri okurken yazı yarışmalarında en sevmediğim kriteri gördüm: Konu serbest. Derin bir nefes çektim, bu ne alaka yani dedim kendi kendime. Konun serbest olması bize korkunç bir özgürlük sağlıyordu. İstediğim her şeyi yazabilirdim. Bu bir yarışma, ben ne kadar özgürsem diğer herkes de benim kadar özgür demekti. 

Fikirler aklıma geliyordu ama "yeteri kadar iyi değil" diyerek fikrimi kafamda buruşturup zihnimdeki çöp kutusuna atıyordum. Basit bir kurgusu olan bir polisiye hikayesi yazabilirdim, sonuçta herkes aklına gelmezdi ama kurgu yapma konusunda yetersizdim, risk alamazdım. Bir aşk hikayesi yazarak jüriyi rahatça etkileyebilirdim ama o zaman da herkesin yaptığı bir şey yapacaktım. Düşüncelerim karman çorman oldu. Kitapları düzenlenen bir sahaf gibi zihnimde her yer her yerdeydi. Masama geçtim. Birkaç cümle yazarsam devamı gelirdi belki. YouTube'tan sıkça dinlediğim müziğimi açtım. Parmaklarım tuşlara gitmiyordu. Elimi klavyeye götürdüğümde görünmez bir güç ellerimi ittiriyordu. Dakikalarca bilgisayar bana baktı, ben bilgisayara baktım.

Özgürlük, sırtıma yük oldu. Hiçbir şey yeterli değildi, ben yeteri kadar iyi değildim. Bıraktım debelenmeyi. Utandım da biraz, küçük düşmüş hissettim. Özgürlük, sevilmesi bu kadar zor bir şey değildir normalde. Bir gece geçti, bugün hala düşünüyorum konum ne olsun diye. Eski yazılarımı okuyorum. Kendimi eleştiriyorum. Ve fark ediyorum ki zamanında çok sevilen, ödül alan yazılarımda bile o kadar çok kusur var ki... Bunu bir tek ben görebiliyorum. Kullandığım kelimeler cümlelerime çiğ kalıyor, konuyu bağladığım nokta havada duruyor, karakterlerim çok sığ... Bunları fark ettiğim de şunu da fark ettim, hiçbir zaman "yeteri kadar iyi" olmayacağım çünkü her zaman daha iyi olacağım. Hiçbir yazım bir sonraki yazacağım yazı kadar “iyi” olmayacak. Dünyayı kurtaracak bir icat yapmış gibi gözlerim parladı, rahatladım. Özgürlük şimdi daha güzel gözükmüştü gözüme. İstediğim her şeyi yazabilecektim, var mıydı bundan daha güzeli? En rahat yazdığım konuyu düşündüm, kişi çözümlemelerini yazarken rahat hissediyordum. Başladım yazmaya.


Kendimizi kabul ettiğimizde, kendimizi başkalarıyla kıyaslamadığımızda, bizi bağlayan ipleri kendi ellerimizle çözdüğümüzde özgür olacağız.