yollar umduğum gibi çıkmadı. zaten bir süredir umduğum şeylerin yanıltısını yaşayıp durmakla hükümlüyüm. kendimi nereye kadar sürüklerim bu şekilde bilmiyorum ama en çok da farkında olduğum halde buna bir müdahale edemeyecek kadar çaresiz hissediyorum. kendimi hep bir şeylere varmaya adamış gibi ulaşıncaya kadar düşünmekten vazgeçmeyi kendine yol görüp yorulunca uyumayı geri dönüş eylemi olarak kabul etmekten alıkoyamıyorum. kendi içimde karmaşıklığımı yarattım. birkaç kıçı kırık düşüncenin yarattığı spesifik anlam kaygısının giderek somutlaşmasına neden olacak kadar kendime hakim olamıyorum. belki de yanılgıyla karışık yenilginin birlikteli kuvvetidir bu. bir süredir durmadan kendini yenileyen bir hayatın bir odasına başımı sokup, farkında olmadan kendimi kapattığım doğruların paralelinde uzanmaya çalışıyorum. kendi içimde yarattığım odalara sığınamıyor oluşum bu yüzdendi.
sana, hayatın ağır şartları altında kalmanın zor olduğundan bahsedecekler ama sen yine de omzundaki yüklerin artık benliğinden bir parça olduğunu kabullendiğini onlara hissettirme.