Allayıp pullayıp ne mektuplar yolladık kim bilir kimlere.

İçimizdeki postane doldu taştı.

Dilimizde mektup tadı.

Hak ettiler mi orasını bilmem.

Önemi de yok, yazabilmek kutsal bir eylem.


Bir vanası var ruhumun,

Geceleri açılan.

Açılınca içinden sözler saçılan.

Sayfalarla derin bir aşk yaşayan.

Var işte.

Bozmaya çalıştığım doğrudur.

Huy bu.

Çıkmayınca can, yazdı ruhum.


Bir elin nesi var,

Bir eli tutmuyorsa?

Bir dilin nesi var,

Konuşması gereken yerde susuyorsa?


Veda, ağır yol alan bir gemi. 

Uzaklaşması gözden, zaman alır. 

Kaybolunca gözden, anlaşılır. 

Veda, acıtır. 

Bir düşmana edilen veda bile acıtır.


Suretim, eksik bir alfabe. 

Sana anlattıkları, eksik.

Aynaya bakınca gördüğüm eksik. 

Ne dediği anlaşılmaz. 

Ne demediği daha nettir. 

Hayat bu ya, iki ucu birbirine bağlanmış bir iptir. 

Farklı yollar da denesen gideceğin yer yine aynı yerdir. 

Aşk, birdir. 

Bütün rakamlar kol kola girip dikilse karşısına o birin. 

O bir. 

Onlara yetendir. 


Kapım çaldı. 

Telaşlı bir yumruk kapıma sertçe vurdu. 

Açtım. 

Geri kapattım sonrasında. 

Kapının bir tarafında ben vardım. 

Kapıyı açan adam da bendim. 

Korktum, suratına çarptım. 

Yaslandım kapıya. 

Ağladım. 

Kapıyı açmadım tekrar. 

Ayak seslerini duydum sonra. 

Kendimi içeri almadım.