Zihnimin içinde son sürat yaşarken
Mutfak dolabının altından terasa kadar sızan led ışığa bir suçlu gibi yakalandım
Aslında o her akşam sızan bir ışıktı
Sıradan loş bir ışık
Karşı komşunun içeride ne yaptığımı anlamayacağı kadar az
Gizlenemeyeceğim kadarsa çok fotonların, iş birliği içinde farkındalığımın yakasına yapıştığı sinsi bir ışımaydı alt tarafı
O ansa daha fazlası olduğunu artık biliyordum
Tek bi' an kendine yabancılaşmanın ne kadar ürkütücü olduğuna uyandım
Dışarıdan bir yabancıyı izler gibi izledim kendimi
Başkasına dokunuyor gibi ellerimi saçlarımın arasında gezdirdim
Masadaki bardağa, bardaktaki izlere baktım
Dışarıdan gelen araba seslerini mi yoksa telefondan çalan çello ezgilerini mi duyuyorum diye kulak kesildim
Müziğin tınısında kaybol diye yalvardım, kendime yabancıya dışarıdan bakarken
Onun zihninin kıvrımlarıysa o an köprüden dakikada kaç araç geçtiğini merak etmekle meşgul oldu
Hemen bu merakını kenara çekti
Sanki kendine hissedebilmeyi öğretiyor gibiydi
Gözlerini kapadı, rüzgarın yüzünü ziyaret etmesine izin verdi
Üşüyen ayaklarına hiç aldırış etmedi
İlk kez üşümeyi deneyimliyor gibi keyif aldı
Biraz daha dikkat kesilmeye çalıştı
Yaprağın ağaçla nasıl vedalaştığını duyuyordu sanki
Bu savruluş ne tanıdıktı
Kendini yaprak gibi hissetti
Kendini izlemek bir yabancıyı izler gibi...
Aman Allah'ım derhal bu oyuna bir son vermeli...
Hatice Eryılmaz
2022-04-01T11:30:29+03:00Çok teşekkürler ☺️
Jean Valjean
2022-03-30T18:56:42+03:00Güzel şiir. Tebrikler.