Evet, beni gerçekten romantik anlamda biri onu sevdiğim şekilde sevmedi.

Bu gerçeğin farkındaydım ama başka birinin sesli olarak yüzüme söylemesi incitti. Yaşayamadığımız şeylere olan acımızın, yaşanmış pişmanlıklardan daha ağır olduğunu düşünüyorum. Biri beni gerçekten sevseydi ve bunun farkında olsaydım nasıl bir his olurdu acaba? Kıymetini bilir miydim? Yoksa kaçar mıydım bu duygudan?


Hep kullanılmış gibi hissettirdi bana aşk ya da takıntılarımı aşk diye tanımlayan biriyim. Sevmeyi sevdiğimi sanıyorum. Sevilmemenin verdiği boşluk hissini severek dolduruyorum. Tutkuluyla, kendimi harap ederek... Vazgeçemedim bu duygudan. Artık yaşanmış ufak anların acısıyla tatmin oluyorum. Keşkelere sığınıyorum. Elimde yarım bir kalp var. Çift kişilik yatağımın solunda yatıyorum.


Hayat her zaman böyle gidecek demiyorum, yaşamak isteyen için her yarın bir mucize. Sevgi sadece insana duyulmaz çünkü. Yaşamı sevmek, duyguları sevmek de bir tutku. Belki de aşktan daha güçlü. Aşk biri için kendinden vazgeçebilmekken; yaşamayı sevmek bu hayattaki bütün kötülüklere göğüs gerebilme gücünü veriyor, önce benliğini sevdiriyor sana.