Kendini bulmak, içsel bir barışla başlayan, ama sürekli bir savaşa dönüşen bir yolculuktur. Bu savaş, geçmişin gölgeleriyle, içimizde yankılanan eksiklik fısıltılarıyla yapılır. Kendiyle barışmak, kusurlarını kabul etmek değil, onları birer yara izi gibi gururla taşımaktır; her iz, geçilen bir savaşın hatırasıdır.


Pozitif savaş ise bu barışın hareketidir. Kendine karşı savaşarak değil, kendinle birlikte savaşarak ilerlersin. İçindeki karanlığı kucaklayarak, ışığını daha parlak kılarsın. Her düşüş, yeniden kalkmanın bir sebebidir; her yara, bir bilgelik damlasıdır.


Kendini bulmak, kendinle savaşmaktan değil, kendinle birlikte savaşmaktan geçer. Kendiyle barışan kişi, bu savaşın içinde kaybolmaz; aksine, her darbe onu özüne biraz daha yaklaştırır. Ve sonunda, bulduğu şey ne zafer ne de yenilgidir, sadece hakikatin kendisidir.