Kendini Eğitmek İsteyenlerin Okuması Gerekenler - 10: Göğü Delen Adam
Yazan: Erich Scheurmann
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları Lacivert Dizisi
Çeviren: Levent Tayla
Erich Scheurmann
Ressam, 24 Kasım 1878, Hamburg, Almanya doğumlu. 4 Mayıs 1957, Armsfeld, Bad Wildungen, Almanya'da öldü. Çocukluğu ve tahsil hayatı daha çok resimler çizerek geçse de şüphesiz ki kariyerinin en önemli noktalarında yer alan Papalagi kitabı ile büyük bir ilgi uyandırmıştır.
"Bir köyden atla geçsem, çok daha hızlı giderim, ama yürürken çevrede olup biten her şeyi görürüm, dostlarım kulübelerinden seslenirler bana. Bir hedefe hızlı varmak nadiren gerçek kazanç sayılır. Ama papalagi, her zaman bir an önce varmak ister hedefine. Makinelerin hemen hepsi, onu hedefe daha hızlı götürmeye yarar. Ama bir kez hedefe vardı mı, yeni hedefler çağırır onu bu kez. Böylece papalagi, yaşamı boyunca durup dinlenmeksizin koşturur durur. Yürümeyi adım atmayı unutur, aramadan gelip bizi buluveren hedeflere doğru ilerlemenin mutluluğunu tadamaz."
''Daha doğar doğmaz para ödemeye başlarsın. Öldüğünde de, öldüğün için ailen para ödemek zorunda kalır. Ayrıca bedenin toprağa verildiği için ve mezara senin adına dikilen taş için de para ödemek gerekir.''
Bir kabile reisi, Avrupa'yı gezmeye karar verir. Ardından gördüğü gözlemleri geldiğinde kabilesine anlatmak için yazar. Ve yazılanları okuyan Erich Scheurmann bunları kitap olarak basmak ister. Geriye ise okumamız gereken bizi olduğumuz hâlimizle yalınca anlatan bir eser kalır.
''Kaç yaşındasın demek kaç dolunay boyunca yaşadığın anlamına gelir. Oysa dolunayları saymak, bunun hesabının peşine düşmek pek tehlikelidir, çünkü böylece insanların genellikle kaç dolunay yaşadığı ortaya çıkar. Kişi buna çok dikkat ederse ve yeterince çok dolunay geçmişse, 'Artık yakında öleceğim.' demeye başlar. Ondan sonra ne keyfi kalır ne de başka bir şeyi ve kısa süre sonra da gerçekten ölür gider.''
''Bize, ışığı getireceğinize inandırmıştınız," demişti son kez birlikte olduğumuzda, "oysa sizin niyetiniz bizi de kendi karanlığınıza çekmekti!"
Yazan: Abdullah Furkan Doğan