Tüm köşeler kapılmış

Ya da yeniden yapılmış.

Taşlar kaynıyor,

Her fokurtu içimden bir kaya sürüklüyor.


 

Uydurulmuş bir yalnızlık bu

Küçülen odaların

Daralan hayatları

 

Başka bir kentin

Başka bir gününde

Aynı yıldızı aynı yerden

Hem de defalarca

Gözleyen yok mudur sanıyorsun.

 

Bu sanrı ihaneti

Zamana sırtını yaslayıp

Yasını yaşatıyor kente.

Ve bugün yine,

Aşınan fakat aşılamayan kayalara çarpan çığlığım.

 

Kentin dünyalarında

Güya hülyalara dalıyor pencere önü bitkisi

Yarıklara dolan sular taşıyor

O susuz,

Bilinç birikintisi

Kaybı kor,

İzahı zor.

Kelamsızlık en gerçek sızı.

Yine de sualsiz kalamam

Yaram mı var benim,

Yara mı benim.