bedeli ağır bir romandır aşk

oysa cebimde gram metelik yoktur

durup dururken, bir marifetmiş gibi bir de kalkıp seni öperim

o sıra transferi gecikmiş birkaç oyuncu derhal dahil olur takıma

üzerine iki de forvet alınır beşiktaş'a


ve sen karşıdaki yokuşu aşarak bana gelmek üzere

ve sen ellerinde biber dolmasıyla, sahici bir borcamla

göğsümü önce ikiye sonra üçe beşe büze büze

kapıda duran komşunun oğlu ali'yi üzerek hem de

koyulursun yola


sen gelince bizim mahalleye bir şeyler olur

birkaç şeyh çarpılır önce,

nolmuşsa vali bey'in hanımı balkonunu sokağa katar

sokak lambalarını kaldırımlarla buluşturur belediye işçileri

fabrikaların sirenleri susar, bu hafta içi bütün işçiler izinlidir

yalnız tek şikayetim şudur,

bizim çocuklar bana sormadan kahveye çıkmaya alışıyordur.

iki günüm iki gözünden de ayrı geçmiyordur

belki muhtarlığa da aday olurum, kim bilir

emlak işine girerim, müteahhit dostlarım olur

oturup şairleri kötüleriz, betonlara sevdalanırız

belki demirden apartmanlar dikeriz utanmadan

belki bir gün biz de şiirden uzak kalırız


olur bütün bunlar, ne olacaksa

ay geçer, yıl geçer

sesim çıkarsa kalemim kırılsın

da

diğerleri gibi sen de bu şehirde yalnız bırakınca

borçlular kapıya dayanır bir bir

akşam erken olur sonra

yavaştan indirmem gerekir kalbimin kepenklerini.

işte o vakit ayrılık sevdaya dahil değildir,

beleştir ayrılık ve de kalleştir

kuru kuruya sevda mı olur


veresiye defteri boyunu aşmış bütün bakkallar aşkına

bana dokunma.