Bu bir çocuğun hikayesi.
Sonu belli en başından.
Elini uzatmazsan elini tutmaz kimse.
Ya da sarılmasını istemezsen kimsenin.
Kim niye sarılsın sana.
Böyle yalnız başına soluğun kesilircesine ağlarsın anca.
Küçükken çıkamadığım tüm ağaçları kesti zaman,
Defter yaptı bana.
Ben de yazdım onları sayfama.
Her bir sayfası bir ağaç yaprağı.
Şimdi gönlüm kocaman bir orman, kaç tane ağacım var bak.
Bak.
Bak yüzüme dikkatlice bak.
Vizyondan bir anda kalkacak filmmiş gibi.
Bitince tekrar başlamayacakmış gibi.
Sorun kimde yollarda mı yoksa ayaklarımda mı?
Yorgunum herkes kadar lakin yolda çok çıkışlı ama inişsiz.
Sonumu görüyorum finishsiz
Çizdim sıfır yetenekle hayatımı,
Nasıl görünüyor bence biraz eskiz.
Yazmaya meylim limitsiz.
Bir oyuncak araba umudum ama pilsiz.
Yazıyorum lakin duygularım dilsiz.
Çiçekçi dükkanım var kalbimde gel gör ki çiçeksiz.
Hiçbir hayal olmaz böceksiz.
Eğer uzun yıllar beklettiysen.
Silmemen gerekenleri okunmasından korkup silik yazdı elin.
Silmen gerekenler neden koca bir afiş?
Düştüm gözden anne.
Yalvarırım yetiş.
Yaşamaya hevesliyken
Bu yaşarken kaçıncı ölüş.
Bilemedim.
Derin bir kuyu mutluluk cesaretim eksik inemedim.
Gitmek istedim son trene yetişemedim.
Kaçtı.
Sondu tren.
Söndü ömür.
Ciğerim kömür.
Bitti ömür.

Şimdi sorularım karşımda.
Cevaplarım saklanır arkamda.
Son bir sigaram kaldı parkamda.
Fakat çakmağım düştü suya.
Soranlara anlatırsın bir gün masalcasına beni.
Şöyle başla.
Bir yokmuş, hiç varmış.
Mutluluk adını görünce bu adamdan kaçarmış.
Adam, en fazla tozunu yutarmış.
Beklemek mesele değil, ölememekten usanmış.
Sayfa kapanmış.