("Çetin Ol!" ismiyle çıkarmayı planladığım romanımdan bir kesittir.)
Keşke hep çocuk kalsaydın, bayramlarda kapı kapı dolaşıp şeker ya da para isteseydin. Sonrasında akşamüzeri topladığın şekerleri poşetten döküp iyi olanlar ile kötü olanları ayıklasaydın. Kötü olanları çöpe atıp iyi olanları odanda, dolabının en gizli yerlerine saklasaydın ve her canın çektiğinde birer birer yeseydin. Topladığın harçlıkları arkadaşlarının harçlıklarıyla kıyaslasaydın. Sonra hep birlikte gidip karnınızı doyursaydınız. Oradan bakkala gidip torpil, topaç falan alsaydın. Şaka niyetine boş bir arazide patlatsaydın, arkadaşlarını korkutsaydın. Akşam ezanı okununca eve gitme telaşına kapılsaydın, ezanı biraz geçince oluşan o tatlı korku yüzünü sarartsaydı.
Eve üstün kirli gidince o tatlı korku... Ertesi gün akraba evlerine gitmeden önceki o tatlı heyecan... Keşke şimdiki gibi hiç olmasaydın. Keşke annen, baban ölmeden önce helallik isteseydin, özür dileseydin! Senden hiçbir şeyini esirgemeyen o insanlarla dargın ayrılmasaydın ve en önemlisi Çetin, şu kitabı yazabilmek için keşke farklı yollar deneseydin. Ne bileyim, kitap okumak veya araştırmak gibi. Eşini öldürmek, komşunu öldürmek, illegal işlere kalkışmak değil! "İnsanoğlu ailesinden ne görürse öyle büyür" cümlesinin tam tersi bir insansın sen! Senden hiçbir şeyini esirgemeyen, en iyi yerlere gelmeni isteyen aileni hak etmiyordun sen!