Yaşamımın çok erken sayılabilecek bir aşamasında anlam arayışına girdiğimde, kendimi ve çevremi anlamaya, hakikati görmeye çalıştığımda, beni kuşatan dar, sınırlı ve dirençli yapının içinde sıkışıp kaldığımı fark ettim. Bu farkındalık acımı ikiye belki de dörde katladı, bilmiyorum.


Çünkü o yaşımda ne benim kendimi tam olarak ifade edecek bilinç düzeyim, bilgim, yaşamışlığım ne de çevremde benim kim ya da ne olduğumu merak edecek, şefkatle dinleyecek, görecek bilince sahip insanlar yoktu. Kesin olarak yoktu çünkü ben varlıklarını his-se-de-mi-yor-dum. Henüz okul çağında bile değildim üstelik. Bir çocuğun böyle dertleri olabileceğini kim akıl edebilir, etse bile kim ciddiye alırdı ki? Kim biliyordu ki, bir çocuğa geçen sözcükler değil, duygular ve gerçek ihtiyaçlardır.


Acıyı çoğaltan bu yalnızlık, kimsesizlik hissini bana duyuran ve çoğu kez hatta belki de "tam olarak" hiç bir zaman karşılanmayan görülme, duyulma ve anlaşılma ihtiyaçlarımdı. Oysa insanlar toplumsal çemberleri içinde gerçek ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelmeyi, bastırmayı çoktan öğrenmişlerdi. Kendileri olmaktan vazgeçmiş ve samimi nezaketten uzak, sahte bir kibarlıkla, sadece arzu tatmini için ve üstelik bunu da başkalarının isteği ile ve başkalarının yararına olacak şekilde yaptıklarını göremeyecek kadar kör bir şekilde yapmaya alışmışlardı.


Çocukluk dertlerim bu anlamda orta yaşa dek devam etti. Zaman içinde bana iyi gelecek yöntemler aradım, kitaplar okudum, felsefe, sanat ve bilime de ilgi duyarak zihinsel kapasitemi genişletmeye çalıştım.


Ve fark ettim ki yaşam sürem, enerjim ve ihtiyaçlarım istediğim her şeyi yapmaya yetecek miktarda değil. Ve her yöntemi deneyemem, her bilgiyi öğrenemem.


Ve en önemlisi de yöntem ne olursa olsun, içinde bulunduğum bu dünya atmosferi içinde, tüm insanlarca konuşulan dil,

-ki buna edebiyatıyla, sinemasıyla, sosyal medyası ve televizyonuyla korkunun ve gücün egemenliğini empoze eden bir kültürün dayattığı çatışma dili diyorum,- bu dil değişmedikçe yöntemler de beni geçici ve kısa süreli iyileştirebildi. Oysa benim ihtiyacım kalıcı bir iyilik hali. Çünkü iyi, huzurlu hissetmek her bireyin en doğal halidir zaten, üstelik tüm gerçek acılarla birlikte. Çünkü onların yaşamın bir gerçeği olduğunu bilir.


Aradığım şey işte beni bu doğal halden alıkoyan engellerin neler olduğunu görmek, ardındaki mekanizmayı çözmekti. Ve o engelleri başkasının eline, insafına bırakmadan kendim ortadan kaldırabilir hale gelmek, kısacası korkmadan ve geri adım atmadan "Kendim Olabilmek"ti. Ve tüm bedelleri ödemeye hazırdım. Çünkü doğada boşluğa yer olmadığını, giden her şeyin yerinin dolacağını öğrenmiştim. Ve şimdilerde de deneyimliyorum. Çünkü yaşam durgun bir göl değil, akan, devinen bir nehir.


İşte yaşam yolculuğumun son evrelerine girdiğim bu günlerde yaklaşık altı yıldır üzerinde çalıştığım "barış veya huzur dili" diyebileceğim bir zihniyet değişimini öğreten, ezberleri bozan ve ancak kişilerin benimseyip, pratiklerle kavrayıp yaşamlarına zaman içinde dahil edebilecekleri yeni bir paradigmayı kendince ifade eden bu kitabı, ben de size kendimce tanıtmak istedim.


Şefkat benim için,

-sana tokat atana diğer yanağını çevirmek,

-senden daha zor durumda olana acımak veya

-kendini üstün görerek bir başkasını hoş görmek veya affetmek değildir.


Tam tersine şefkat, kendi öz benliğin ile kendi merkezinde kalarak, başkalarını yermeden veya övmeden oldukları gibi görebilmek, onları kendilerini ifade edişlerine kendi değer yargılarımı katmadan duyabilmek, anlayabilmek ve kabul edebilmektir. Aynı şekilde başkalarının yargılarını da kişisel almadan, alınmadan gücenmeden duyabilmek ve içsel alanımı tıpkı bir radar gibi düzenli aralıklarla yeniden merkezime getirebilmemi sağlayan dengeleyici bir erdemdir.


Kibar Olma Gerçek Ol, bir psikoterapistin; dilinden ve düşüncesinden şiddeti çıkarma gayretleriyle nasıl farklı huzurlu etkileşimler içine girilebileceğinin kavranmasına destek olacak nitelikte bir kitap.


Umarım beğenirsiniz. Beğenmekle kalmaz, size sizi anlamanızda katkısı olacak bu paradigma değişimini kucaklar, bu konudaki diğer kitapları, çalışmaları ve toplulukları da merak edersiniz.