belki de budur hayat:

oyalanmalarımızdan geriye kalan


nasıl da huzursuz olur,

kendisiyle kalırsa baş başa.

mecburi bir dinleyici,

anlarmışçasına teselliler veren bir yardakçı bulamayınca.


kuramazsa, gelmeyeceğinden emin geleceğin hayallerini.

geçmişin heybesine hatıralar dolduramazsa...


yaşayamamak korkusu değil bu,

yaşanmamışlıklar korkusu.

düşlerden noksan olmanın kokusu.


her şeyden artakaldığında,

kimdir umurunda?

ölmüş annen,

terk etmiş eşin,

uçurumda bitiveren sonsuzluğa ekilmiş bir tohum,

art arda alarmlar kurulmuş olsa da...


zihninde kavga eder durur,

öğrendiğini her sandığında.

ona düşmandır ondan başka bilen,

gururundaki sıyrığın kabuğu kalktıkça,


kendin kendinin umurunda olmadıkça,

sen hep çabala başkalarının umuruna.


dün keşke,

yarın heves,

bugünse oyalanma.


sahi neydi yaşama?