Ateşli uzalı yatan bir çocuğun uykuya dalarken gördüğü sanrılarından,

asla bitmek bilmeyecekmiş gibi endişe ettiren halinden kim sorumlu?

Sevdiği bir şarkının en ürpertici yerini beklerken heyecanla,

ve tam o anda,

düşlerken canânı, yüzünde beliren o tedirgin gülümsemeden kim sorumlu?

Uğurlarken az önce tek anten radyoda çalan parçayı, yerine gelecek olandan,

maaşından kalan son lokmalığı tutan işçinin ellerinden kim sorumlu?

Kim üzerine alır bu yükü?

Ödenebilir mi ki bu hesap?

Bilinemez yoğunlukta bir acıyla kim ezilmeyi göze alır bu taşlaşmış bedelin altında?

Bilmek istemezsin.

Çünkü bazen bilmemek en doğrusudur aslında...