Öğretmemișler sana besbelli

Takvimden bir yaprağı cebinde taşırken

Nasıl da hüzünlenir balıkçılar, öğretmemișler

Aylardan aralık, güverteye üç parmak su dolmuş

Sabahın dördü, ağlar atılmış, erketeden haber yok

Uzakta bir sahil güvenlik botunun ışığı

Apar topar düğümleri çöz, kasnakları sal

Gökyüzüne bırakılan bir balon gibi bırak nasibini denizin dibine

Sonrası zaten kimlikti, bir sürü burada ne işiniz var ulandı

Çık sonra sırılsıklam halde limana,

Reis gelip bugün kimseye pay yok desin, 

Koskoca reis tabii, hiç olur mu şimdi,

Ben hariç kimseye yok diyerek doğruyu söylemek, 

Bir sen bir o takvim yaprağı,

Dönün ensenizi kaşıya kaşıya

İște böyle hüzünlenir bir balıkçı takvim yaprağıyla


Kendimlerden kendim beğenemedim bugün yine,

Bunun epey kendini beğenmiş bir eylem olmasını da beğenemedim

Halbuki öyle yapmaz mıyız aslında,

Bir amaca, bir insana, bir geleceğe, hatta zaman zaman bir geçmişe yaslayarak sırtımızı

Didik didik ararız kim olduğumuzu öyle değil mi

Velhasıl diyeceğim şudur ki

Dediklerimin hepsini unutun, bugün öyle bir gün değil


Bir ağaçla tanıştık, epey oldu aslında tanışalı

Tanıştığımızda da tıpkı şimdiki kadar yaşlıydı

-Zaten bana göre bütün ağaçlar yaşlıdır-

Bana kendimi bulmayı taahhüt ediyor 

Kendimi paramparça etmeliymișim, tıpkı onun gibi

Nasıl ki o büyürken, bir fidanken -kimse bir ağacı fidanken hatırlamak istemez bana kalırsa-

Delip geçerek büyüdüyse gövdesinden dallarını

Benim de böyle yapmamı öneriyor,

Lakin ben bir ağaç değilim, 

O sebepten dolayı da benim kendi içimi parçalamam daha makul olurmuş,

-Dünyanın en makul kelimesinin makul kelimesi olduğunu düşünmüyorum-

Acıtır mı dedim paramparça olmak,

Bir hikaye anlattı bana bunun üzerine

Yakın bir dostunun başından geçen bir hikaye,

Vakti zamanında bu arkadaşından yapılan bir kütükte bir adam asılıymıș,

Ellerinden, ayaklarından, sevgisinden, imanından

Paramparça edilmiş haldeymiș

-Paramparça kelimesinin iki insanın birbirini onarırken kullanılması gereken bir kelime olduğu inancındayım-

Ve gülüyor ve ağlıyor ve dua ediyormuş adam

Ne yaptıklarını bilmeyen insanlar için,

"Baba, yalvarırım onları affet

Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar" diyerek

Affedilmeleri için gözyaşı döküyormuș

Demek ki ne yaptığını bilmeyen insan suçlu değildir denebilir

-"Ne yaptığını bilmeyen her şeyim ben"-

İște insan böyle yükselirmiș kendinden daha yüce şeylere

Acıtır dedi sadece,

Ardından belki başka şeyler de derdi,

Eğer ortadan ikiye kırılıp ayaklarımın ucuna devrilmeseydi


Kafamı yukarı kaldırıp ağacın açtığı boşluktan güneşe bakıyorum,

Kimileri böyledir bilirsiniz,

Ancak üzerinizde gölgesi kalkınca anlarsınız onları ne kadar çok sevdiğinizi.


İște ben bugün biraz daha iyi anlıyorum seni ey sonsuz acı

Sen, insanın kendinde ruhunu arayışısın

Ve bu sessizlikte eğilip şöyle diyorum yerdeki devrilene,

Kimse ölmek için çok da küçük değildir

Kimse ölmek için çok da küçük değildir

Kimse ölmek için çok da küçük değildir