Hala yazdığım her şey senin adını mı sayıklayacak?

Oysa üzerinden ne zaman geçti

Ben sana yazmayı bıraktım çok zaman önce

Yazdıklarım yakanı bırakmıyor sanıyorum

Bu yüzden özür dilemeyeceğim bu kez

Seni özlemek de benim yakamı bırakmıyor

Ben gayet memnunum, acımla da yaşamayı öğrendim

Sen zaten sana yazılanları okuyamadın

Aslında bir keresinde okumuş olduğunu zannediyorum

Sana yazdığım beşinci son şiirime çok yakındın

İki parmak mesafe vardı okuyabilmene

Kim bilir belki de o mesafe gözüne az geldi

Kim bilir belki sen üst üste birkaç defa okudun

Kim bilir, sana yazıldığını bilmediğin o satırlara neler söyledin

Eğer bilseydin sana olduğunu

O zaman büsbütün unutmak isterdin beni değil mi?

Hatta gözünde bir edepsiz insan oluverirdim

Yanında durduğum o anı da kesip atardın belki

Oysa ben o mısraları benden nefret et diye değil

Hiç sana ait olmayacağını bil diye yazdım

Mısralar bana aitti içinde seni taşırken

Esasında ölmüş birinin hayaletini yazıyordum, yazıyorum ben

Yani sana ait olduğunu bilerek okusan bile öyle değil

Evet sana yazıldı ama hangi sana?

Bende ölmeden önceki sana

Görmediğim mezarının başında yaktığım o fotoğraftaki sana

Yani A, beni gören, duyan, tanıyan sana

Şimdi ki sen ne beni tanıyorsun ne de tanımak istiyorsun

Hakkın var, beni tanısan neye yarar?

Boşver böyle kimse olayım

Kimse kalıp kimse öleyim


*