İki karış toprak parçasından ibaretken yeryüzü

Ben bir ev sahibiydim gönlün üzerinde.

O ise benim kırk yıllık kiracımdı. 

Henüz yirmiydi yaşım 

Babadan kalma değildi evim

Ama acılarım ondan kaldı.


Bir ev değil, gönül arar gibi geldi buldu sokağımı

O geldiğinde,

Evimdeki hiçbir parça yadırgamadı onu.

Ne varsa içine koyduğum

Onun için hazırlanmıştı sanki.

Sokaklardan topladığım yalnızlıklar,

Musluğa dizdiğim gözyaşlarım,

Kavanozladığım hüzünlerim

Üzerine tam oldu.


Ekmek kavgasındayken dünya,

Ekmeğimizi bölüşürüz sandım onunla

Kalanını ise dağıtır, son verirdik bu kavgaya.

İnandım ona

Bana miras kalan acıları çevirebilirdi aşka.


O tanımıyordu, bilmiyordu beni. 

Yüzüme bile bakmıyordu karşılaştığımda 

Benimse bazı kokular tırmalıyordu burnumu yürürken 

Sanki onun kokusuydu hepsi. 

Ayırt bile edemiyordum bazen 

Çünkü ona hiçbir zaman 

O kadar yakın olamadım ben.  


Vitrinde duran oyuncak bir bebek gibi acımaktaydı kalbim.

Üzerimden silinmekteydi beni yapan kadının ellerinin teri 

Bekliyordum,

Ya bir delikanlı bir gece vakti 

Camımı kırıp sevdiğine götürecekti beni 

Ya da bir çocuk ağlayacaktı annesine 

Beni ona alsın diye. 

Ama o almıyordu, 

Sevmiyordu beni. 


Bir yayla evinde durmaktaydım odunlar gibi.

Ya birinin yolu düşecek götürecekti beni 

Ya da çürüyecektim oracıkta 

Yağmurlar yağıyordu üzerime 

Karıncalar basıyordu kalbimi 

O titrerken gönül dairemde

İzin vermiyordu ısıtmama onu.


Kalbi ağırdı, 

Çok kişi vardı içinde. 

Bu yüzden yıkılıyordu evimin direkleri üzerime. 

Onun dinlediği müzikleri dinliyordu birileri sürekli.

Onun sevdiği gibi giyiniyor

Onun okuduğu kitabı okuyor ve hatta 

Onun çizdiği yerleri çiziyordu birileri.


Tehlikeliydi şiir yazan biriyle konuşmak.

Kalbine bardak dayamadan duyuluyordu çığlığı.

O yaşadığını anlamak için acıyı kovalıyor

Bense acısını kovalıyordum durmadan

Kısır bir döngüye dönüşüyordu varlığı.

Çok geçti derin bir muammada bulduğumda kendimi.

Kendi evimde

Kendi gönlümde

Alt etmişti beni

Aşkın kısır, şiirin doğurgan adamı.


Ne zaman onunla dövüşsem, 

Kendimle dövüşüyordum. 

O ben mi ya da ben mi oydum 

Ondan hiç kurtulamıyordum.


Altında kalbimi ezeceği adımlarını

Yormasın artık benim için.

Anlatamıyorum ona hatalarını 

Yeryüzünün aldatıcılığını 

İçi boş denize sıfır villalar ararken

Yetiremiyorum kalbimin deniz kıyısını.

Bana nasıl davrandığını gösteremiyorum ona 

Sabahına çöpe atıp

Gecesinde bulmak için deli gibi aradığı

Bir nesneye çeviriyor beni ellerinde.

Ben affedemiyorum onu 

Ama vazgeçemiyorum sevmekten de...