Hiç umursanmadığım bir yerdeyim gitsem farkedilmeyecek bir yerde kalmak için çırpınıyorum ki çırpındığımıda gökyüzünden başka gören yok.

İnsanoğlu neden böyle neden kalp evi bu kadar kolay harcanıyor bu kadar kolay dağılıyor oysaki bu kadar kolay kurulmadığını görmemiş miydiler?

Kapatın kalplerinizi zaten giren kıymet , giremeyen de girince kaybolacak bilmiyor. Ben eskiden hayat dolu muydum mutlu muydum hatırlamıyorum ama mutluyken hep çok mutlu mutsuzken hep çok mutsuzdum ortası dengesi yoktu bizim terazinin...

Büyüdüm mü bilmiyorum ama hevesim kalmadı heycanımızı kursakta bırakarak yitirdik anılar salıncağında sallanırken düşürdük sağa sola...

Uzun gecelerde sarılacak bir dağ bir yastık olun istemedik zaten mutluluklarımızın katili olmayın yeterliydi biz kendi kendine mutlu olabilen insanlar için bu yeterliydi. Siz kendini bile sevmeyi beceremeyen insanlardan bir başkasını sevmesini beklememiz mi hataydı?

Siz kendiniz de sevilecek bir şey bulamazken sizi siz olduğunuz için sevebilen birine miydi bu şaşkınlık, bu öfke, bu yersiz yurtsuz çırpınışlar , bu yoksayışlar ?

Gördüğüm yerden görebilseydiniz bu haliniz kalır mıydı siretinizde bilmiyorum ama buna nasipsiz kalan bir kalp diyebilirim sanırım...

En sevdiğiniz oyuncağınızı kaybettiniz mi ya da ona zarar veren biri oldu mu küçükken?

Ne hissettiğinizi az çok hatırlarsınız kaybetmeden kıymetli olmuyor bazı oyuncaklar. Köşede hiç oynamadığın oyuncağın misafir çocuğu gelip istemesiyle değerlenmesi gibi işte hayat.


Var olanı görmezsin ta ki yok olana kadar...


Eskiden yıldızlar her yerden görünüyordu şimdi ıssız yerlerde ,ışıksız tepelerde ,belki bi kaç tane, kıymeti bilinmeyince saklanan gökyüzü mü olur muazzam bir gizleniş:) Gündüzü saklanamayan gecesi görünmeyen yanımıza sığındık yine buralarda.✨