Çaputunu kırık bir dala bağladı. Arkasını dönüp giderken bir kuşun kanat seslerini duyup duraksadı. Kuşa baktı, kuş dala baktı. Ağır ağır dala doğru yollandı. Kuş kondu dala, kuş öptü çaputu. Kuş öptü Hasibe’nin dileğini. Kuş gördü Hasibe’nin doğmamış bebeğini. “Kısmetim kondu işte.” diye geçirdi içinden. Gülümsemesi yayıldı yüzüne. Eve dönerken bebeğinin adının ne olacağını düşündü. İnancı karnında büyüdü. Kız olursa Şeyda, erkek olursa Cesur. Babası gibi cesur.


Yürüdü, yürüdü Hasibe. Aklı çaputta. Geçen yaz oraya çaput bağlayanın şimdi bebesi kundakta. Karnına baktı, karnında bir yumru, kaskatı. Ellerini düşündü bebeğin. Minicik, masum bir yavru. Ellerinden tutmalı, parka da götürmeli. Salıncakta salınışını büyük bir keyifle seyretmeli. Geçenlerde görümcesinin çocuğunu götürdülerdi parka. Çocuk biraz daha oynamak isteyince anası başladı sopaya. İçi acıdı Hasibe’nin. Kendinin olsa o çocuk var ya, sarardı pamuklara.


Eve geldi Hasibe. Evde bir curcuna. Kocası kahvede birini dövmüş. Sebebi ne ola? Adam buna kısırsın demiş, iki senelik evlinin çocuksuz olduğu nerede görülmüş? Hasibe yıkıldı yere. Karnını kesebilse, ah bir kesebilse de içini görebilse. Kesebilse bileklerini de hatta kendini öldürebilse. Kocası sarıldı Hasibe’ye. “Hiç üzülme Hasibe. Nasibimizde ne varsa kucağımıza o gele.” Ağladı Hasibe. Aklı çaputta. Çaputu anlattı kocasına. Kocasının gözleri parladı. Demek daha önce gidenlerin hep oldu çocukları.


Kaynanası girdi odaya. Gözleri alev alev. Oğluna laf söylendi ya, canı burnunda. Hasibe’ye baktı, acıyarak. “Kusur sende.” dedi. “Benim oğlum bir numara!” Oğlu ters ters baktı anasına ama ağzı açılmadı, sanki kilitli kasa. Hasibe ağladı. Kaynanası bağırdı. Hasibe ağladı. Kaynanası bağırdı. Ağlamak dolduracak mı gelinin karnını? Zaman geçiyor, başka bir çözüm bulmalı.


Kuma getirseler? Kuma getirip kocanın yatağına verseler. Çocuk bereketiyle gelir derler. Hasibe’ye de bundan bir şeyler düşer. “Olmaz öyle şey!” diyebilecek mi kocası? Yoksa onun da mı canına tak etti kısırlık damgası? Diyemiyor koca. “İstemem.” diyemiyor. Hasibe’nin nasıl dinsin gözyaşı? Aklı çaputta. Aklı çaputu öpen kuşta. Biraz daha bekleseler? Biraz daha bekleyip bir şans daha verseler? Vermediler.


Kuma geldi, Hasibe’nin ağzı kilitlendi. Konuşmadı, yemedi, içmedi. Çok sevdiği türküleri bile hiç dinlemedi. Şimdi ne yapmalı?