Sonrasında öyle bir acı çekersin. Öyle bir kırılırsın ki her yerinden, ağlamak istesen ağlayamazsın. Nefesin hızlanır önce, başın döner. Tansiyonun düşer bir anda. Tansiyonunla beraber uçurumdan aşağıya doğru gidersin, en karanlığa. En dipsiz olan, içinde herkesin kırık parçaları. Duvarlarında, o dipsiz kuyudan çıkmaya çalışan başaranların tırnak izleri vardır. Durduramazsın kendini bir yere tutunup. Hangi taşı tutsan kırılıp arkandan gelir. İnanmak istemezsin böyle kırıldığına, kabul edemezsin. Yere çakılıp öleceğin anı beklersin sadece. Ama öyle bir acı çekersin işte. En dibi gördüğünde ölmediğini fark edersin. Daha acı çekecek çok gün vardır önünde. Tüm kırılan parçalarının tekrar tekrar canını yakacağı çok gün. Sakın güçlü olmaya çalışma. Ne kadar güçlü olmaya çalışırsan o kadar uzun kalırsın kırıkların cehenneminde. Hiçbir acı gözyaşı dökmeden geçmez çünkü. Son damla düşene kadar sen tekrar ayağa kalkamazsın. En güvendiğin yerlerden kırılırsın insan. En güvendiğin insanlardan ölürsün her defasında. Öleceğini bile bile sana acı verene daha çok bağlanırsın. Mazoşist falan mısın? Hayır, sadece henüz akıllanmadın. Son duygunu kaybedeceğin o ölümüne kadar son bulmayacak bu sonsuz salaklığın. Bir sigara yakıp ağzına götüreceksin. Öyle elin titreye titreye gözyaşlarınla içeceksin tüm zehri. İntikam alacaksın kendinden. “Neden her defasında?” diye kızacaksın kalbine, beynine. Tehdit edeceksin kendini! “Bu son olsun, yoksa keserim tüm nefesimi.” Seni uyuşturan her şeye bağımlı olacaksın bir süre. Bazen keskin saf acıyla söylenen şarkılar olacak yanında, bazen damıtılmış alkol. Öyle ağır ağır ilerleyeceksin yukarıya doğru. Gözyaşlarını döke döke hafifleyeceksin. Toprağa düşen her damla seni bir adım hedefine götürecek. Güneşi gördüğün zaman? En kötüsü şimdi başlıyor. O dipsiz sandığın, bitmez dediğin, ölümü beklediğin kuyudan çıkacaksın. Güneş seni tüm karanlığından arındırdığında son kez ağlayacaksın kırıklarına. Bu son ağlama seni karanlığından arındıracak. O cehennemde çektiğin tüm acıları o an tutup atacaksın içinden. Tüm kırık parçalarını o kuyunun sonsuz karanlığına bırakacaksın. Normal hayatına dönemezsin artık, sen, sen olmaktan çıktın çünkü. Bir daha ağlatmayacak seni hiçbir karanlık. Buna sevinmeye çalışma, yapamayacaksın. Çünkü bir daha yüzünü güldürmeyecek aydınlık. Öyle bir acı çekeceksin işte. Biteceğini bileceksin ama biteceğini de bileceksin. Sen acılarını söküp atarken, acıların seni yiyip bitirecek. Öyle güzel bir ölüm yaşayacaksın sonunda. Şimdi hayatını güzel ya da çirkin fark etmez. Duygularınla yaşamaya devam et. Çünkü bir gün geldiğinde o duyguları hissetmek için öleceksin.